5 Ağustos 2014 Salı

Küreselleşmenin mühendisleri

Küreselleşme; mimarlarının (bkz. “Küreselleşmenin mimarları”)  ortaya koyduğu proje doğrultusunda hayata geçirilmiş bir mühendislik harikasıdır diyebiliriz. Tarihte hiçbir projenin böyle devamlılığı olmamış, hiçbir projenin böyle kesintisiz bir şekilde hayata geçirildiği, amaçlarından sapmadığı görülmemiştir. Bunun nedeni, projenin asıl üreticisi olan küresel sermayenin; projenin baş mühendisleri olan ABD Başkanlarına, günün şartlarına göre projeyi yürütme konusunda serbestlik tanımalarındandır.
İkinci Dünya Savaşı küresel sermayeye iki şey öğretti. Bunlardan birincisi, Faşizm despotluğuyla dünyanın yönetilemeyeceğiydi. Nitekim, Nazizm’i besleyip, büyütenin, Alman sermayesi olmasına rağmen ABD; İkinci Dünya Savaşının faturasını “Onbaşı Hitler” e keserek, Alman sermayesinin bu işten sıyrılmasını sağladı. Ardından Marshall Planıyla, komünizme karşı Alman sermayesini güçlendirdi.

Küresel sermayenin ikinci öğrendiği şey ise en az birincisi kadar değerli bir bilgiydi:  “Topyekun bir savaşta, küresel sermaye’nin güçlerinin yenilmesi kaçınılmazdır.”
Truman; savaşların yerel veya bölgesel düzeyde kalmasının dünya egemenliğinin kurulmasında, top yekun bir savaştan daha akılcı bir yol olduğu fikrini “Doktrin” haline getirdi. Kore Savaşıyla da ilk uygulamayı başlattı.

Truman’ın peşinden başkan olan “IKE” lakaplı Dwight David Eisenhower(1890-1969), Normandiya Çıkartmasının ünlü komutanlarındandır. İkinci Dünya Savaşını yaşamış, bir eski asker olarak, topyekun savaşın küresel sermaye açısından tehlikelerini güren bir başkan olarak, kendi doktrinini yarattı. Ona göre ABD; “Bağımsızlığını korumak için ekonomik kalkınma çabası içine giren Ortadoğu ülkelerine ekonomik yardım; isteyenlere de askeri yardım yapmalı”ydı.  “Komünizmin kontrolü altına olan ülkelerden gelecek silahlı saldırılara karşı bu ülkelerin korunması için ABD Silahlı Kuvvetlerinin kullanılması da dahil, her türlü destek verilmeli”ydi.(İnternet Modern History Sourcebook - the Department of State Bulletin) Eisenhower Doktrini, Mısır, Suriye ve Ürdün dışındaki tüm Ortadoğu ülkeleri tarafından kabul edilmiştir.

Görüldüğü gibi, belki de dünyanın hiçbir devletinde görülmeyen bir “devletin devamlılığı” ilkesi, ABD’nde var. Nitekim, Truman döneminde, 1951 yılında inşaatı başlatılan İncirlik Hava Üssü, Eisenhower döneminde,1954 yılında ortak kullanıma açılmış, 1955 yılında Adana Hava Üssü adını almış,1958 yılında da İncirlik Hava Üssü adını almıştır. Aynı yıl, ABD, bu üssü kullanarak, Lübnan Krizine müdahale etmiştir.

Değerli okur, dikkatini çekmiştir. Küresel sermaye, yıldan yıla büyüdükçe, ABD Başkanlarının “doktrin”leriyle, faaliyet merkezlerini bölgeselleştiriyor. Bugünkü Büyük Ortadoğu Projesini adım adım yapılandırıyor.

Eisenhower’den sonra, başkanlık hayatına doyamadan bir suikaste kurban giden John Fitzgerald Kennedy (1917-1963) başkan seçildi. 1961 yılında, Küba’yı komünistlerden kurtarmak niyetiyle yapılan, tarihe Domuzlar Körfezi Çıkartması olarak geçen ve büyük bir fiyaskoyla sonuçlanan girişimden sonra, 1962 yılında Sovyetler Birliği ile yaşanan füze krizinde dünyayı savaşın eşiğinden döndürdü. Türkiye’de nükleer füzelerin konuşlandırıldığını dünya (belki TC Hükümeti de)  bu kriz sırasında öğrendi.

Kennedy’nin, nükleer silahların sınırlandırılması gibi, küresel sermayenin pek de hoşuna gitmeyecek düşünceleri olduğunu biliyoruz. Bir deniz subayı olmasına, ve İkinci Dünya Savaşını yaşamış olmasına rağmen, savaş karşıtı olduğu bile söylenebilirdi. Sonuç olarak, küresel sermayenin güvenebileceği bir başkan olmadığı ölüm şeklinden anlaşılabilir.

Değerli okur, Thomas Woodrow Wilson ve  Harry S. Truman büyük bir öngörüyle, ABD’nin bugünki saldırgan dış politikasının ilkelerini, yaşadıkları dönemlerde doktrinleştirmişlerdir.(bkz. Küreselleşmenin Mimarları) Peşinden gelen başkanlara artık işin mühendislik kısmı kalmıştır. Bu mühendislerden kimi becerikli olmuş, iyi planlanmış bölgesel savaşlar başlatmış, kimi de başarısız sayılmış, bu bataklığa bina kurma işinde zorlanmışlardır. Başarısız sayılanların kimler oldukları, ömürlerinin kısa oluşundan anlaşılabilir.

Ronald Wilson Reagan. (1911-2004) küreselleşmenin en önemli mühendisidir. Dünyanın bugünki şeklini almasında çok büyük rolü vardır. Gelecek sefere ondan söz edeceğim.

Ender Erdemil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder