ender erdemil
http://www.guncelmersin.com/EditorNews.asp?ID=1766
2008 yılında CHP ve Sosyalist Enternasyonal başlıklı yazımı yazdığımda, Baykal,
başkan yardımcısı olduğu Sosyalist Enternasyonal’in toplantısına katılmayı
reddetmişti. Avrupalı sosyal demokratlar Baykal’a, “Milliyetçi söylemlerden vazgeç, öyle gel demişlerdi.” O da: “Gelmem.” dedi.
Yeni CHP, Sosyalist
Enternasyonal’e yeniden kabul edildi. Kılıçdaroğlu da Baykal gibi başkan
yardımcısı oldu. Mutlaka gururlanmıştır. Öyle ya yönü Avrupa’ya dönük. (Sırtı da
halkına…) Milliyetçilikten, Laiklikten, ulus bütünlüğünü savunmaktan,
Cumhuriyetçilikten, halkçılıktan, dış politikada “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinden tamamen vazgeçmişti. Partiye
bu saydıklarıma karşı olanları alıp milletvekili yapmış, çoğunu da Parti
Meclisine ve MYK’ya almıştı.
Baykal’ın başaramadığını
başarmış mıydı? CHP sosyal demokrat bir parti olmuş muydu?
Görüntü öyleydi. CHP
tabanında Avrupalı sosyal demokratların ne mal olduğunu bilmeyen pek çok kişi
sosyal demokrat olduğunu söylüyordu. Bunu söyleyenlerin ezici çoğunluğu da 6
OK’a yürekten bağlıydı. Sosyal demokratlığı solcu olmak bildiklerinden sosyal
demokrattılar... Genel merkezlerine de kimi parti içindeki yerini sarsmamak,
kimi, AKP’ye karşı durulacağını umarak, kimi de partiyi bölmemek için karşı
çıkamıyorlardı. Yoksa Y-CHP’lilerin CHP ilkelerine karşı her çıkışlarında
homurdananlar, kızanlar çoğunluktaydı. Üstelik Y-CHP’liler arasında bu işi çok
ileriye götürüp, Atatürkçü olan CHP tabanını faşist olmakla suçlayanlar vardı.
Yazılarımı izleyenler -son gelişmeler hariç- bunların hepsini yazdığımı
bilirler. Bilmeyenlere de Y-CHP’nin ne olduğunu anlamak için daha önce
yazdıklarımı okumalarını öneririm.
Sosyalist Enternasyonalin
Cape Town’da yapılan toplantısında Kılıçdaroğlu Başkan yardımcılığına seçildi.
Gerçek bir sosyal demokrat olduğundan bunu fazlasıyla hak ediyordu ( http://www.guncelmersin.com/EditorNews.asp?ID=1563 )
Toplantılar yapıldı,
tartışıldı, sıra geldi sonuç bildirgesine. Sonuç bildirgesinde Avrupalı sosyal
demokratlar kimin yanında durduklarını açıkça ortaya koydular. Suriye halkına
kan kusturan çapulcuları; Suriye halkı, özgürlük ve demokrasi savaşçıları
olarak tanımladılar. Bu çapulcuya verdikleri desteği sürdüreceklerini karar
altına aldılar.
Kılıçdaroğlu, Suriye’de
savaşan bu “Suriye halkının, bu özgürlük
ve demokrasi savaşçılarının” ABD, İsrail, S. Arabistan ve Katar, Türkiye tarafından
beslenen, Türkiye’de, ağırlıklı olarak Hatay’da konuşlandırılmış, Libya, Tunus
gibi pek çok ülkeden para karşılığı getirilmiş çapulcu sürüsü olduğunu
biliyordu. Bu konuyu benim söylediğim gibi olmasa da dile getirdi. Bunları
bilen Kılıçdaroğlu, başkan yardımcısı seçildiği Sosyalist Enternasyonal böyle
bir kara alırken sus pus oturdu…
Kılıçdaroğlu, bununla da
kalmadı. Sonuç bildirgesinde Sosyalist Enternasyonal, Türkiye’deki “Kürt”
sorununun İsrail’le Filistin arasındaki soruna benzediğini belirterek; sorunun Birleşmiş
Milletler gözetiminde, uluslar arası hukuk kuralları çerçevesinde çözülmesi
gerektiğini, bu konu üzerinde çalışmak üzere özel bir komisyon kurulmasını karara
bağladı.
Türkiye’nin bölünmesinin
önünü açacak bu karar karşısında Kılıçdaroğlu ne yaptı?
Avrupalı dostları ondan ne
bekliyorsa onu yaptı. Sus pus oturdu. Sonuç bildirgesine çekincesini bildiren
bir şerh bile koymadı.
Sosyalist Enternasyonal Cape
Town toplantısı, CHP ile Y-CHP arasındaki farkı bize göstermedi; gözümüze
soktu.
Ender
Erdemil, 6 Eylül 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder