17 Ağustos 2014 Pazar

“Hepimiz” kimiz? Anadolu’yu kime vermeyeceğiz? / 21 Nisan 2011

Ekoloji Kolektifi ve Karadeniz İsyandadır Platformu; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın doğal sit alanlarında HES yapımının önünü açan 69 sayılı ilke kararı hakkında basın açıklaması yaptı... (İstanbul Gerçeği)

“Kamuoyuna;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın doğal sit alanlarında HES yapımının önünü açan 69 sayılı ilke kararı 12.08.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Koruma hukukunu uyguladıklarını iddia edenler, HES’ler uğruna, ender bulunan özellik ve güzellikler barındıran alanlarda, ekosistemi, canlı yaşamını yok edecek bir ilke kararına imza atmışlardır. Bu ilke kararı ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu döneminde kabul edilen doğal sitlerin koruma statüsü ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.”

Aşağıdaki yazı, HES’ler’le mücadele eder gibi yapıp, Ankara’ya yürüyen köylünün mücadelesini ülkenin bölünmesi yönünde siyasallaştırarak kimliksizleştiren “Tertip komitesine” ithaf edilmiştir.

 Bildiriyi yayınlayanlara da not: Doğasına sahip çıkacak olan birey değil millettir. Millet derken Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkından söz ediyorum. Anadolu toprağında, o toprağın sahibi olan millet adına yürütülmeyen hiçbir mücadelenin başarılı sonuç alma şansı yoktur. Bireyi öne çıkarıp, milleti yok sayarsanız doğa da tarih de yağmalanır. Bakakalırsınız.

ender erdemil

Facebook’ta izlediğim bir video beni çok şaşırttı. Aralarında; göğsünde “Anadolu’yu vermeyeceğiz” yazılı bir bant taşıyan bir kadın beraberinde erkekli kadınlı başka insanlar, yine göğsünde “Adadolu’yu vermeyeceğiz” yazılı bir bant taşıyan başka bir kadınla tartıştı.Tartışmanın konusu yürüyüşte Türk bayrağı taşınmamasıydı…

Birinci gurup, ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyüşe katılmak isteyenlerdi. Diğer kadın, yürüyüşte Türk bayrağının taşınmayacağını söylüyordu.
Anlaşamadılar. Ardından, yürüyüşü düzenleyenlerden yetki almış olduğu anlaşılan başka bir kadın geldi. Bayrak taşımak isteyenlere söylediği şuydu: “Dil, din, ırk, bayrak olmayacak. Bu kararı aldık.”

Tartışma uzadı. Bayrak taşımak isteyenler karşı çıktı. Kadın, bayrak taşımak isteyenleri “siyaset yapmakla” suçladı. “Eylem genel bir eylem. Tüm Anadolu’da yapılan bir eylem. Bu yüzden dil, din, ırk, bayrak yok dendi…” dedi. Ve ekledi. “Siz, biz yok zaten. Anadolu hepimizin…”

Kadının sözlerinden, “hepimizin” kim olduğunu anlamamıştım. Anadolu’nun hepimizin olmasıyla, Türk bayrağı taşımanın sakıncası arasındaki ilişkiyi ise asla kuramayacaktım.
Kimdik “hepimiz”? Anadolu’da bayrağı Türk bayrağından farklı ülkeler, devletler mi vardı? Bu yüzden mi, “hepimiz” bayraksız yürüyorduk?
Bayrağımız, Anadolu’nun kime ait olduğunun en büyük göstergesi değil miydi? Türk bayrağını taşımayan biz kimdik ki Anadolu’yu kime vermeyecektik?
Büyük Anadolu Yürüyüşünü düzenleyenler bu soruların yanıtlarını düşünedursun, biz bulduğumuz yanıtları sıralayalım:

Yanıt 1: Hidro Elektrik Santralleriyle yok edilmek istenen Anadolu’yu korumak adına düzenlenen bu eylem kimliksizleştirilmiş, kişiliksizleşitirilmiştir.
Anadolu’nun kimin adına, kimden korunmaya çalışıldığı bu eylemle perdelenmiştir.
Yürüdüğü söylenen Anadolu halkı, bir ulus olmaktan çıkarılmış, kimliksiz, bayraksız bir güruh biçiminde gösterilmiştir.

Yanıt 2: Savunulan Anadolu, vatan toprağıdır. Küresel sermayeye karşı Türk ulusu adına savunulmaktadır. Ancak bu eylem, işin bu tarafını yok saymaktadır. Anadolu halkını; ulusal çıkarlarını değil, sadece kendi çıkarlarını savunan postmodern bir topluluk olarak göstermektedir.
Eylemin Türk Bayrağı altında yapılmamasının en büyük nedenlerinden biri budur.

Yanıt 3: Bu eylemi düzenleyenler, Anadolu’da etnik yapı üzerinde farklı devletler kurulacağını,  bu devletlerin ayrı ayrı bayraklarının olacağını varsaymışlardır. Türk bayrağını da bu devletlerin bayraklarından biri sayıp, ayrılık gayrılık olmasın düşüncesiyle taşınmasına karşı çıkmışlardır. Açıkça bölücülük yapmakatadırlar.

Sonuç: Büyük Anadolu Yürüyüşü, Anadolu’nun korunmasına değil, bölünmesine, parçalanmasına hizmet edecek şekilde düzenlenmiştir. Anadolu halkının da bu işe fazla rağbet göstermemesi bu yüzdendir. Eylemi hazırlayanlar ve düzenleyenler, Anadolu halkının umutlarını kırmıştır. Ülkenin dört bir yöresinde başlayan direniş, bu eylemle söndürülecektir. Bu eylem halkın direncini kırmak için düzenlenmiştir.

Son söz: Unutulmasın. Bu ülkede; ülkeyi, insanı, toprağı, herhangi bir hakkı savunmak için yapılan herhangi bir eylem, Türk bayrağı altında yapılmadan başarıya ulaşamaz. Savunduğumuz Türkiye’dir. Savunduğumuz Türkiye halkıdır. Savunduğumuz Türk ulusudur.

Not:  Mersin, Aydıncık’tan yürüyüşe başlayan Sarıkeçililer, Türk bayrağı altında yürüyor. Anadolu halkı, kim olduğunu, Anadolu’yu kim adına, kimden korumaya çalıştığını bilerek yürüyor!

Ender Erdemil, 21 Nisan 2011


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder