ender erdemil
Y-CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, Washington Post gazetesine bir yazı yazdı. "Türkiye'de
muhalefet susturuluyor" başlığını taşıyan yazı “AKP'nin yönetmekte olduğu
Türkiye'nin Arap Baharı için model olamayacağı” ifadesiyle başlıyordu. Bu
bilgiyi şimdilik aklımızda tutalım.
2011 yılı Aralık ayının
ikinci haftası bir CHP heyeti temaslarda bulunmak üzere ABD’ye gitti. Faruk
Loğoğlu’nun başkanlık ettiği heyette, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ
Milletvekili Faik Öztrak, İstanbul Milletvekili Umut Oran ve Ankara
Milletvekili Gülsün Bilgehan da bulunuyordu. Loğ oğlu,14 Aralık 2011 tarihli
gazetelerde yer alan haberlere göre Türkiye-ABD ilişkilerinin ''stratejik,
model ortaklık'' değil, ''kalıcı ve güvenilir ortaklık'' üzerine kurulması
gerektiğini söyledi. Bununla da kalmadı, hükümetin Türkiye-ABD ilişkisine
yeterince sahip olmamasının ilişkilerin yeterince sıcak olmamasına yol
açtığını, bunun nedeninin de Türk kamuoyundaki ABD karşıtlığı olduğunu ifade
etti. Füze kalkanının Türkiye’de
konuşlanmasına, İsrail'in veya diğer başka ülkelerin savunulmasına CHP olarak
karşı olmadıklarını bile söyledi. ABD karşıtı olmadıklarını, Beşar Esad’ı savunurmuş gibi
gösterilmelerini yanlış olduğunu da ilan etti.
Oysa aynı Loğoğlu, 12
Aralık’ta gazetelerde yer alan haberlere göre, Türkiye'nin komşularıyla ilgili yanlış politikalar izlediğini
düşündüklerini hatta Rusya ve İran ile ülke içindeki halkın tepkilerine
baktıklarında, Türkiye'nin radara ev sahipliği yapmasını yanlış bir uygulama
olarak gördüklerini kaydetmişti.
İki günde ne değişmişti de
Loğoğlu yüz seksen derece dönmüştü? Loğoğlu ve beraberindekiler, bu iki gün
zarfında Pentagon’la görüşmüşler, büyük olasılıkla Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da
tamlat almışlardı.
Loğoğlu’nun yüz seksen
derece dönüşünün gizini Kılıçdaroğlu’nun Washington Post’a yazdığı yazının
girişinde aramak gerekir.
Kılıçdaroğlu, AKP
iktidarının ülkede hukuku ve demokrasiyi ortadan kaldırarak Türkiye’yi Arap
baharı için Model olmaktan çıkardığını yazdı.
Bu Kılıçdaroğlu ya çok saf
yada iktidar hırsı gözünü döndürmüş. Demokrasi, hukuk ABD’nin umurunda mı?
Umurunda olsa Libya’ya, Irak’a Afganistan’a yaptıklarını yapabilir miydi? Kılıçdaroğlu
buna inanacak kadar saf olmadığına göre bize de onunla ilgili ikinci seçeneğe
inanmak düşüyor.
Kılıçdaroğlu Y-CHP’yi
iktidara getirmeyi aklına koymuştur. Ancak iktidarın kestirme yolunu tercih
etmektedir. Bu kestirme yol da BOP Eş-Başkanlığıdır.
Kılıçdaroğlu, “AKP Türkiye’yi model olmaktan çıkardı”
derken, “Benim iktidarımda Türkiye Arap
baharına model olabilir” demeye getiriyor. Bir yandan CHP’yi AKP’leştirerek
yenileştirirken, düğer yandan da Libya’ya gemi gönderilmesi tezkeresine evet
diyor, yaptığı başka işler, söylediği başka laflarla, gönderdiği heyetlerle
ABD’ye iyi BOP Eş-Başkanı olacağının işaretlerini veriyor. Hem diyor ki: “Bu Tayyip ara sıra yan çiziyor. Ben; aman
ha! Yan çizmem.”
Suriye’ye saldırıların
artmasının, askeri müdahalenin gündeme getirilmesinin başlıca nedeni de
Y-CHP’nin bu işlere karşı çıkmayacağını garanti etmiş olmasıdır. Nitekim Faruk
Loğoğlu, Suriye (Suriye’nin nasıl ezileceği) konusunda Türkiye’de bir toplantı
düzenlenmesine önayak oluyor. Bu toplantıya katılanlar, Libya İçin BM Güvenlik
Konseyinde alınan karaların benzerini İstanbul’da alacaklar.
Değerli Okur, Kemal
Kılıçdaroğlu, BOP Eş-Başkanlığına
taliptir. Bir yandan ABD’nin diğer yandan cemaatin, öbür yandan AB’nin,
beri yandan da etnik ayrılıkçı siyasetin desteğini alarak iktidar olmak
peşindedir. İktidar olursa, BOP Eş-Başkanlığını Tayyip Erdoğan’ın bıraktığı
yerden sürdürecektir.
Bu
arada Türkiye’ye ne olacaktır? Onu düşünmek de Y-CHP’lilerin değil, gerçek
CHP’lilerin işi…
Ender
Erdemil 8 Şubat 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder